17 Temmuz 2015 Cuma

Birinci Gün

Gerçekler durgun bir deniz gibi, baktığın da kısa bir süre güzel görünür. Ayaklarını sokmak istersin ancak pek yüzmek istemezsin. Hiç heyecan vermez, davet etsen kimse gelmez, oyun bile oynayamazsın. Oysa Yalan dalgadır, heyecan veren, hissettiren, güç ve şov... Dalgasız bir deniz de hiç bir marifet yoktur...

Doğru bir insan, ne söyleyeceğini bilen insandır. Yalancı ise her daim ne diyeceğini planlar. Doğru insan yalandan korkmaz, tıpkı bir kartalın kelebekten korkmayacağı gibi. Sadece aldatamaz onun güzelliği ve cezbedemez kartalı. 

Lütfen Okumaya Buradan Başlayın
Daha Anlaşılır Olması İçin, Sırayla Devam Edin.

Ben hiç kartal olmadım, durgun denizleri de hiç sevmedim. Bugün kartal mıyım? Hiç sanmıyorum! Aslın da yalan da söylemiyorum çünkü aslın da, birşey de söylemiyorum. İnsanlar çoğu zaman kim olduğıumu soruyor; nerede yaşadım, nerede okudum, nerede çalıştım ve nerede öleceğim. Ben de onlara, o an hissettiğimi anlatıyorum. O an olduğum kişiyi anlatıyorum ve yarın tekrar sormamalarını ümit ediyorum. Çünkü yarın aynı kişi olamaya bilirim ve bu beni yalancı yapar, oysa ben hiç yalan söylemedim ki :( 

Bir insanın nerede doğduğu, nerede çalıştığı vs. çok mu daha önemlidir ne hissettiğinden? Neden hiç kimse bana ne hissettiğimi sormuyor? Bazan düşünüyorum ve soruyorum kendime ''Ben ne istiyorum?'' diye ve aslın da biliyorum cevabını. Ben sadece 10 yaşında bir çocuk neye sahipse onu istiyorum, daha fazlası değil. Ama sanırım artık çok geç bunun için yada ilahi bir güç gerekiyor. Ve artık istediğim şeyin üzerine gitmemem gerektiğini öğrendim. Bu benim elde edebileceğim bir servet değil. Para kazanabilirim (para kelimesini kullanmayı aslında hiç istemiyorum yazılarımda, belki ve umarım bu son olur), kariyer de yapabilirim. Çok büyük olabilirim yada çok cesur da olabilirim. Güller dökerim yollarıma, denizleri ikiye yararım geçmek için ama 10 yaşında ki bir çocuğun sahip olduğu hiçbir şeye sahip olamam.

Yazmak ne kadar zormuş, oysa yazmayı çok severim ben. Günlerce durmadan yazabilirim gibi gelir ama kendini yazmak o kadar da kolay değilmiş benim için. Okumayı pek sevmem aslın da ama kendi yazdıklarımı okumak da güzelmiş. Bugün bir tembellik yapacağım ve birkaç hafta önce yazdığım ve bir web sıtesinde paylaştığım bir yazımı ekleyeceğim... Aslın da benim zaman kavramım da yoktur, yani neyi önce, neyi sonra yaşadığım pek önemli değildir ve hatta çoğu şeyi yaşamış olmam bile önemli değildir. Şimdi O yazıyı eklemek istiyorum. Yazı da buluşuruz yine...

2 yorum:

  1. on yaşındaki bir çocuğun sahip olduğu şeye sahip o sağlayabilirsin ama bir başkasının ya da farklı şekillerde sahip olabilirsin ona istediğin hiçbir şeyin üstüne gitmezsen hayatın tadı kalmıyor ki önemli olan istediğini yapabilmek buna ulaşmak için çaba sarfetmek belki mükemmel doğa harikaları var çevrende ama onları keşfe çıkmadıkça yerinde oturursan olmaz ki

    YanıtlaSil
  2. Ben 10 yasinda bir cocugun sahip oldugu seylere sahip olamam ve bunu derken tamamen shsi dedim. Benim haricimde yasayan herkes belki sahip olabilir ama ben olamam. Yazilarimi takip ederseniz ileride ''Ben Kimlerdim'' diye bir yazim olacak orada ne dmek istedigimi cok daha iyi anlatirim diye dusunuyorum...

    YanıtlaSil